
belki bunu kabullenmeliyim. duvardaki cizgilere dikkat ederek iskence ediyorum kendime. ruhsal tecavuz kacinilmaz demeliyim, kosmaktan zevk almaliyim. baska hicbir seyi onemsemeden.. hatta labirentte oldugumu bile unutup, ilerledigmi dusunebilirim.
ama once bir muddet cizigin altinda beklesem fena olmayacak. tolganin sesini duyuyorum. labirentin baska bir kisminda, aynen benim durumumda. o da kosturup duruyor. sanirim o da duvarlara cizik atarak ilerliyor. arada bir haydaa diye bagirdigini duyuyorum. isin garibi o beni duymuyor. burada bekleyebilirim ama. ben her seferinde bu noktaya geliyorsam, o da kesin gelecektir. peki ya gelmezse? ya da ne kadar beklemeliyim? durup bekledigim her dakika duvarlar ustume ustume geliyor. kosarken en azindan yere bakiyordum, farkli bir noktadayim diye seviniyordum bazen. boyle dusunmemeliyim. umutsuzluk yine bu. gelecek. birlikte kosacagiz, cikis yolu olmadigini bilerek kosacagiz. arada sarilacagiz birbirimize. iyi ki varsin, iyi ki geldin diyecegiz. sonra yine.. cizigi eglenceye bile donusturebiliriz. cizigin altina her geldigimizde seviselim mi tolga? bence super fikir. arada el ele tutusuruz, arada tolga elini omuzuma koyar. ritmimiz yavasladi, neden ki falan deriz. minik seylerle egleniriz. zaman cok daha guzel gecer.
evet evet. burada durup tolgayi bekleyecegim. gelecektir. gelmeli. gel..