18 Ağustos 2008 Pazartesi

...ve tanri beni yaratti..




"neden yarattim?" diye sordu once kendine, sonra etrafindakilere. kimseden ses cikmadi. normal olmayan bir durum vardi ama, terslik mi guzellik mi, o bile anlasilmiyordu. seytan kipirdandi, bir seyler demek ister gibi. ama diyecegi bir sey yoktu. melek ayaga kalkti, butun gozler ona cevrildi bi anda. bogazini temizledi. herkes emindi, melek bir seyler soyleyecekti. ama o da son anda vazgecti, gulumseyip yerine oturdu. nasil bir sey yaratmisti tanri boyle? iyi dese, degil. kotu dese, degil. vasat dese, ortalama ustu, ortalama alti dese, degil. ne uzun ne kisa, ne guzel ne cirkin.. her seyden biraz ama hicbir sey. "isime yarayan bir sey degil"dedi tanri. melek ve seytan da baslarini salladilar saga sola. onların da islerine yaramayacagim ortadaydi. ortadaydim tam anlamiyla. "kendisine faydasi yok ki bunun" diye guldu tanri. guldu ama, neden guldugunu kendi de bilmiyordu. sevindiginden, sinirlendiginden degildi gulusu. "hicbir sey imlemeyen bir canli da boyle olsa gerek" dedi yine kendi kendine. tapilacak ve nefret edilecek yonu, ayni yondu. ayni bakisi insani hem mutlu ediyordu, hem mutsuz.. birdi, tekti ama cok acayip bir seydi.

aradan 25 yil gecti. ve tanrim, keske.. keske bekleyip ne olacagini gormek yerine, burusturup atsaydin. hic olmamisim gibi davransaydin, olu dogursaydin beni. ne oldugumu bilmemek cok can sikici. benim icin planlarinin olmayisi, oyle bosluga birakmis olman.. cok yorucu...

5 Ağustos 2008 Salı

25. WoPPO yarisma birincisi: stigma of loneliness



stigma of loneliness'in birinciligi formundan degil, kullandigi malzemeden ileri gelir.
gecenin birinde 01:00'de ketchupla yapilmistir.
"nedir bu?" diyenlere: kedidir kedi.

4 Ağustos 2008 Pazartesi

toplum tarafindan yapilan sevgili edinme baskisi/@balikakli

toplum tarafindan yapilan sevgili edinme baskisi
8. aslında genelde kimse açıktan uygulamaz da insanın "normal"de sevgilisinin olması, toplumun bize çaktırmadan kabul ettirdiği bir gerekliliktir. gerekli yaşına gelen bünyede "evet nerde sevgili, kimle sevişiyorum şimdi" gibi bir refleks oluşur. sonra olmadığı vakit, esasen sevgilisi olması gerektiğini düşündüğünden başlar bir debelenme. tabi kendini bu debelenme içinde bulan insan kişisi düşünmeye fırsat bulamaz "acaba ben biriyle birlikte olmak istiyor muyum, istemiyor muyum, ben kimim, neyim..." diye. yalnızlığın da tercih edilebilir bir şey olduğu çok sonra öğrenilen ve insanı inanılmaz dercede rahatlatan bir gerçekliktir. işte esas ordan sonra olaylar gelişir...
(balikakli, 29.01.2008 22:09)
#12425534

toplum tarafindan yapilan patates baskidir esasinda. ottur boktur.
patates baski manyagi olmus insan, perpektifsiz resimler yapmaya baslar bir adim sonra.
bu sen, bu ben, bu kedi, bu ev diye tasvir eder ayni duzlemde ve ayni boydaki abuk subuk figurleri. bi cerceveye sokmayi beceremez ama; buzdolabi magnetinin altina yerlestirir ozenle. gun gelir, gun gecer.. cocukluktan cikar, baskidan kurtulur, perspektifi kesfeder, resim yapamadigini anlar. patates baskidan devam eder. dunyanin en iyi patates baskicisi olur.
25. dunya patates baski yarismasinda en iyi patates baskiyi yapar. WoPPO'nun (world potato print organisation) kendisine yakisan odulu olan patates seklindeki altin buzdolabi magneti hic bisi tutmaz artik, buzdolabini susler yalnizca. nitekim patates baskida zirve yapmis olan bu insan, bu isi birakmaya karar verir. ilgilenmez artik patates baskiyla, zaten ilgilense bile kime ne?

sorular sorunca dersin ki,
neden çocuksun neden büyümezsin?
elimde cevabım yok!
(yasemin mori-aslinda bir konu var)

ve ama hayir, kafam guzelse de dis agrisindandir, karin agrisindandir, olmadi agri kesicidendir.