
"neden yarattim?" diye sordu once kendine, sonra etrafindakilere. kimseden ses cikmadi. normal olmayan bir durum vardi ama, terslik mi guzellik mi, o bile anlasilmiyordu. seytan kipirdandi, bir seyler demek ister gibi. ama diyecegi bir sey yoktu. melek ayaga kalkti, butun gozler ona cevrildi bi anda. bogazini temizledi. herkes emindi, melek bir seyler soyleyecekti. ama o da son anda vazgecti, gulumseyip yerine oturdu. nasil bir sey yaratmisti tanri boyle? iyi dese, degil. kotu dese, degil. vasat dese, ortalama ustu, ortalama alti dese, degil. ne uzun ne kisa, ne guzel ne cirkin.. her seyden biraz ama hicbir sey. "isime yarayan bir sey degil"dedi tanri. melek ve seytan da baslarini salladilar saga sola. onların da islerine yaramayacagim ortadaydi. ortadaydim tam anlamiyla. "kendisine faydasi yok ki bunun" diye guldu tanri. guldu ama, neden guldugunu kendi de bilmiyordu. sevindiginden, sinirlendiginden degildi gulusu. "hicbir sey imlemeyen bir canli da boyle olsa gerek" dedi yine kendi kendine. tapilacak ve nefret edilecek yonu, ayni yondu. ayni bakisi insani hem mutlu ediyordu, hem mutsuz.. birdi, tekti ama cok acayip bir seydi.
aradan 25 yil gecti. ve tanrim, keske.. keske bekleyip ne olacagini gormek yerine, burusturup atsaydin. hic olmamisim gibi davransaydin, olu dogursaydin beni. ne oldugumu bilmemek cok can sikici. benim icin planlarinin olmayisi, oyle bosluga birakmis olman.. cok yorucu...